Evet, kimden bahsediyorum biliyor musunuz? Gazeteciliğe adanmış kıymetli bir ömür; İbrahim Özdemir Milli eğitimden emekli bir yazar. Gazetecilik uzun ömürlü olur, eğer dürüstseniz, eğer adaletliyseniz, eğer davanızı birilerinin politik çıkarlarına alet etmiyorsanız!

Gazete, halkı ülke gündeminden haberdar eden bir araçtır. Siyasetin, güncel haberlerin,eğitimin, devlet politikalarının nabzını tutmak isteyen vatandaşın başvuru kaynağıdır. Gazete yalan haber yapmaz, belli bir tarafın siyasetini yapmayan, habercilik konusunda nesnel davranan ve objektif olabilen gazeteler ve gazeteciler uzun ömürlü olurlar. Haberi aktaran gazetecinin yorumu önemlidir ve değerlidir. Haber gazeteci tarafından yorumlandıktan sonra okuyucu kitlesiyle buluşur ve okuyucuyu yönlendirir. Okuyucuyu yönlendirmek; belli bir yön, taraf, politika, eğilim olarak okuyucunun fikir yolculuğunun beslenmesidir.

Şimdi sizlere gazetecilik sahasında bir isimden İbrahim Özdemir'den bahsedeceğim. İbrahim Özdemir mütevazı kişiliğiyle tanınan bu yönüyle yaptığı mesleğe son derece saygılı, gazetecilik mesleğini şeref ve namus sözüyle eş değer tutan bir gazetecimiz. Kendisi gazetecilik mesleğini bakın nasıl ifade ediyor: “gazetecilik mesleği benim için sevgi, saygı ve dürüstlüğü ifade ediyor. Gazeteci önce kendini sevecek ve sayacak. Kendini sevmeyen ve saymayan, kendisiyle barışık olmayan kişi karşısındakini de, kurumları da, kamuoyunu da sevmez, saygı duymaz diye düşünüyorum. Gazeteci her şeyden önce dürüst olmalı, doğru olmalı, gazeteci taraf olmalı. Taraf olmalı derken bir siyasi parti tarafı olmalı anlamında düşünülmemeli. Gazeteci doğruluktan, dürüstlükten taraf olmalıdır. Doğruluktan, dürüstlükten yana olmayan gazetecinin meslek yaşamının kısa süreceği kanısındayım.” Gazeteciliğin dürüst, doğru, objektif olma gibi değer yargıları olduğunu kendi cümleleriyle de belirtmiştir, İbrahim Özdemir.

Gazetecilik mesleği duygu yönü olan bir iştir. Hiçbir gazeteci haberini yaptığı olayın tesirini kostüm olarak taşımaz. Derin üzüntü yoğunluğu olan bir olay gazetecinin de duygu durumunu etkiler. Bu yönüyle gazetecilik samimi bir iştir. Bununla ilgili bir İbrahim Özdemir örneği sunmak istiyorum size, kendi ifadeleriyle: “çok mutlu eden haberlerim olmuştur ama bunlardan bir tanesini unutmam mümkün değil. 1999 Marmara Depreminde enkaz altında kalarak sağ kolunu kaybeden dönemin mareşal çakmak öğretmen lisesinde görev yapan fizik öğretmeni vardı. Şu anda adını hatırlamıyorum ama o dönem okul müdürü olan Sayın Hasan Taş hatırlayacaklardır. Bu değerli öğretmenimiz yaz tatilinde okula gelerek sol eli ile yazı yazmaya çalışıyordu. Okul açıldığı zaman öğrencilerine mahcup olmamak için yazı tahtasına yazı yazmaya çalışıyordu. Bu değerli öğretmenimizi haber yapmıştım. Haber Posta Gazetesinde manşetten yayımlanmıştı. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından bu öğretmenimiz Almanya’ya gönderildi, kendisine protez kol takılmıştı.” İşte gördüğünüz gibi gazeteci yaptığı haberi içselleştiriyor. İnsanların yaşadığı duyguları haber oluyor bazan  ama taşınmıyor hissediliyor bu his okuyucuya geçiyor. Bizler haberciliğin ne kadar nitelikli bir iş olduğunu da görüyoruz böylece.

İbrahim Özdemir’in gazeteciliği yerel bir gazetede şiir ve öykü örnekleriyle başladı henüz lisede okurken. Şimdilerde ilk romanı “Salih Bey Köprüsü” deneme türünde bir yazın. İkinci eseri roman türünde bir yazın ürünü. “canboğul” henüz yazım aşamasında, gerçekbir hikayeden yola çıkılarak yazılıyor.

Bizler gazeteciliği ciddi, samimi, dürüst bir pencereden inceledik. İbrahim Özdemir’in meslek hayatı buna çok uygun bir örnekti. Gümüşhaneli gazetecimiz, yazar İbrahim Özdemir Gümüşhane’yi yükselten bir değerdir. Kendisiyle gurur duyuyoruz.

Editör: Salih Zengin